whatsapp
Whatsapp Whatsapp
Telefon Hemen Ara

Human Papilloma Virüsün (HPV) yolaçtığı HSIL, CIN 2, CIN 3 Tedavisi (LEEP, Konizasyon , Konizasyon, Kriyoterapi ) _ HSIL CIN 2-3 Tedavisi Ankara

Servikal İntraepitelyal Neoplazilerde Tedavi

(HPV’nin Yol açtığı CIN 1, 2, 3 (HSIL) Tedavisi )

Ser­vi­kal in­tra­epi­tel­yal ne­op­la­zi (CIN), özel­lik­le üre­me ça­ğın­da­ki ka­dın­lar­da ol­duk­ça sık gö­rü­len bir so­run­dur.1 İn­tra­e­pi­tel­yal ne­op­la­zi­nin be­lir­gin özel­lik­le­ri; hüc­re­sel im­ma­tü­ri­te, hüc­re­sel dü­zen­siz­lik, nük­le­er anor­mal­lik­ler ve ar­tan mi­to­tik fa­ali­yet­ler­dir. Mi­to­tik fa­ali­yet­le­rin, im­ma­tür hüc­re pro­li­fe­ras­yo­nu­nun ve nük­le­er ati­pi­nin kap­sa­mı ne­op­la­zi de­re­ce­si­ni be­lir­ler. Lez­yon­la­rın ço­ğu trans­for­mas­yon zo­nun­da (TZ) ge­li­şir. Anor­mal lez­yon­lar epi­te­lin alt 1/3’ün­de sı­nır­lı ise CIN I, alt 2/3’ün­de ise CIN II, epi­te­lin ta­ma­mı­na ya­kı­nı ata­ke et­tiy­se CIN II­I, ta­ma­mı­nı içe­ri­yor­sa kar­si­no­ma in-si­tu (CIS) ola­rak ad­lan­dı­rı­lır. Bü­tün lez­yon­lar­da ba­zal mem­bran sağ­lam­dır. Si­to­lo­jik dü­şük gra­de’li in­tra­epi­tel­yal ne­op­la­zi (LSIL) ve yük­sek gra­de’li in­tra­epi­tel­yal ne­op­la­zi (HSIL); his­to­lo­jik CIN I, CIN II ve III eşi­ti de­ğil­dir.1

Skua­möz in­tra­epi­tel­yal ne­op­la­zi­ler­de te­da­vi­nin ama­cı trans­for­mas­yon zo­nu­nu era­di­ke et­mek­tir. TZ’nun ke­sin lo­ka­li­zas­yo­nu ve gö­rü­le­bi­lir­li­ği op­ti­mal te­da­vi­de, te­da­vi kay­nak­lı mor­bi­di­te­de en önem­li be­lir­le­yi­ci­dir.1 Li­te­ra­tür­de trans­for­mas­yon zo­nu­nun ger­çek lo­ka­li­zas­yo­nu, te­da­vi­nin ti­pi ve yay­gın­lı­ğı açı­sın­dan bü­yük bir kar­ma­şa var­dır. Ör­nek ola­rak ge­le­nek­sel ola­rak kon bi­yop­si te­ri­mi ge­niş en­do­ser­vi­kal TZ ek­siz­yo­nu an­la­mı­na gel­di­ği gi­bi en­do­ser­vi­kal skua­möz ve­ya glan­dü­ler has­ta­lı­ğı olan ve ge­niş­çe en­do­ser­vi­kal ka­nal epi­te­li­nin ek­siz­yo­nu­nu ge­rek­ti­ren has­ta­lık var­lı­ğı­nı ak­la ge­ti­rir.2 Bu­nun­la be­ra­ber ya­kın za­man­da ya­yın­lan­mış ya­zı­lar­da ko­ni­zas­yon ve­ya kı­sa­ca kon, TZ’nun her çe­şit ek­siz­yo­nu­nu içe­rir.1 Ay­rı­ca te­da­vi ba­şa­rı­sı ve mor­bi­di­te oran­la­rı­nı kar­şı­laş­tı­rır­ken ben­zer ol­gu se­çim kri­ter­le­ri önem ka­za­nır. Ek­siz­yo­nel ve ab­la­tif te­da­vi tek­nik­le­ri­ni kar­şı­laş­tı­rır­ken he­men he­men her za­man ke­sin se­çim kri­ter­le­ri be­lir­le­mek ola­sı de­ğil­dir. Şüp­he­li mik­ro­in­va­ziv has­ta­lık, glan­dü­ler has­ta­lık ve­ya en­do­ser­vi­kal has­ta­lık ol­gu­la­rın­da ab­la­tif te­da­vi ter­cih edil­me­di­ğin­den bu ol­gu­la­rın te­da­vi­le­ri­nin kar­şı­laş­tı­rıl­ma­sı doğ­ru ol­ma­ya­cak­tır.

Bu en­di­şe­ler­den do­la­yı Ulus­la­ra­ra­sı Kol­pos­ko­pi ve Ser­vi­kal Pa­to­lo­ji Fe­de­ras­yo­nu TZ tip­le­ri­ni bo­yut, gö­rü­le­bi­lir­lik ve böl­ge göz önü­ne ala­rak bir sı­nıf­la­ma oluş­tur­muş­tur (Şe­kil 34-1). Her bir tip bü­yük ve­ya kü­çük ola­bi­lir. Tip 2 ve 3 kıs­men en­do­ser­vi­kal ve kü­çük ve­ya bü­yük ve­ya ta­ma­men en­do­ser­vi­kal ola­bi­lir.3

CIN 2 ve CIN3 (HSIL) TE­DA­Vİ SE­ÇE­NEK­LE­Rİ

CIN2 ve CIN3 Tedavisinde Ab­la­tif ve Des­trük­tif Me­tod­lar ( kri­yo­te­ra­pi, la­zer ab­las­yon, elek­tro­ful­gu­ras­yon ve so­ğuk ko­agü­las­yon)

Ser­vi­kal ab­la­tif yön­tem­ler; kri­yo­te­ra­pi, la­zer ab­las­yon, elek­tro­ful­gu­ras­yon ve so­ğuk ko­agü­las­yondur. Ab­la­tif yön­tem­ler; kol­pos­ko­pik mu­aye­ne­nin ye­ter­li ol­du­ğu ya­da en­do­ser­vi­kal ör­nek­le­me ve kol­pos­ko­pi bir­lik­te­li­ği ile in­va­ziv ser­vi­kal kan­se­rin ekar­te edil­di­ği ka­dın­la­ra öne­ri­lir. Te­da­vi ön­ce­si en­do­ser­vi­kal ör­nek­le­me okült in­va­ziv ser­vi­kal kan­ser ta­nı­sı­na yar­dım­cı ola­bi­lir (Tab­lo 34-1). Ser­vi­kal pre­kan­se­rin ab­la­tif te­da­vi­si­nin te­me­lin­de­ki ye­ga­ne pren­sip tüm TZ zo­nu­nu yak­la­şık 7 mm de­rin­li­ğe ka­dar tah­rip et­mek­tir. Bu de­rin­lik 1981 yı­lın­da­ki An­der­son ve Hart­ley ta­ra­fın­dan ya­yın­la­nan ma­ka­le­den kay­nak­lan­mak­ta­dır ve bu­na gö­re CIN, 4 mm’lik gland kript­le­ri­ne ka­dar uza­na­bi­lir ve 7 mm uy­gun gü­ve­ni­lir sı­nır ola­rak ka­bul edil­mek­te­dir.4

So­ğuk ko­agü­las­yon, 500 ile 1200 C ara­sın­da­ki prob ucu ısı­sı ile do­ku­nun tah­rip edil­me­si olup bi­raz yan­lış bir te­rim ola­rak kul­la­nıl­mak­ta­dır. Me­tod 1960 son­la­rın­da Kurt Semm ta­ra­fın­dan ilk ola­rak uy­gu­la­nıl­mış olup Ian Dun­can ta­ra­fın­dan po­pü­la­ri­ze edil­miş­tir. So­ğuk ve­ya ter­mal ko­agü­las­yon ba­sit, et­ki­li ve ayak­tan uy­gu­la­na­bi­lir. Ol­duk­ça az komp­li­kas­yon oran­la­rı­na sa­hip olup lo­kal anes­te­zi ile ve­ya anes­te­zi­siz ola­rak uy­gu­la­na­bi­lir.5 Ben­zer şe­kil­de kri­yo­ko­ter ba­sit, kıs­men ağ­rı­sız ve dü­şük komp­li­kas­yon oran­la­rı­na sa­hip­tir. Tek­nik ABD’ de yay­gın ola­rak kul­la­nı­lır. La­zer, an­lık bo­yut ve güç yo­ğun­lu­ğu­na bağ­lı ola­rak TZ’na ek­siz­yon ve­ya ab­las­yon uy­gu­lar. La­zer va­po­ri­zas­yon 1980’ler ve 1990’lar­da ol­duk­ça po­pü­ler ol­muş­tur. La­zer ab­las­yon ope­ra­tö­re ab­la­te edi­le­cek do­ku­nun de­mar­kas­yon hat­tı­nı ke­sin ola­rak gös­te­rir ve çok az komp­li­kas­yon oran­la­rı­na sa­hip­tir. La­zer atı­mı­nın dis­tal ucun­da do­ku­da mi­ni­mal ter­mal ha­sa­ra ne­den olur ve ab­las­yon ala­nı net ola­rak öl­çüm­le­nir. Disp­las­tik epi­te­lin va­ji­nal du­va­rın üze­rin­de ne­re­ye ka­dar uzan­dı­ğı ve gland ol­ma­yan alan­lar­dan do­la­yı 2-3 mm ab­las­yon de­rin­li­ği ge­re­ken du­rum­lar­da ol­duk­ça uy­gun­dur. Lo­kal anes­te­zi in­fil­tras­yo­nu ile ofis or­ta­mın­da ve­ya ayak­tan uy­gu­la­na­bi­lir. En önem­li de­za­van­ta­jı ma­li­ye­ti iken en önem­li avan­ta­jı da­ha az de­ne­yim ge­rek­tir­me­si­dir.6

Son ola­rak ra­di­kal di­ya­ter­mi Avus­tral­ya Mel­born’de yay­gın ola­rak kul­la­nıl­mış fa­kat ço­ğu te­da­vi se­ri­le­ri­ni içe­ren ya­yım­lar da­ha fark­lı yer­ler­den ya­yım­lan­mış­tır.7 Tek­nik ge­nel­lik­le ge­nel anes­te­zi al­tın­da uy­gu­la­nır. Ra­di­kal di­ya­ter­mi 7 mm’den da­ha faz­la de­rin­li­ğe ulaş­tı­ğın­dan yük­sek ba­şa­rı oran­la­rı­na sa­hip ol­mak­la be­ra­ber ta­kip eden ge­be­lik­ler­le il­gi­li art­mış mor­bi­di­te oran­la­rı­na sa­hip­tir.

Ek­siz­yo­nel Me­tod­lar ( ‘cold-kni­fe’ kon bi­yop­si, Soğuk Konizasyon,  la­zer ek­siz­yon ve trans­for­mas­yon zo­nu­nun ge­niş lo­op ek­siz­yo­nu (LEEP ve LLETZ).)

Üç te­mel ek­siz­yon me­to­du var­dır; ‘cold-kni­fe’ kon bi­yop­si, la­zer ek­siz­yon ve trans­for­mas­yon zo­nu­nun ge­niş lo­op ek­siz­yo­nu (LLETZ). Son bah­se­di­len tek­nik olan LLETZ, ABD ve di­ğer ül­ke­ler­de lo­op elek­tro­cer­ra­hi ek­siz­yon pro­se­dür (LE­EP) ola­rak bi­lin­me­ye baş­lan­mış­tır.8 Kes­me/yak­ma fonk­si­yon­la­rı olan bir elek­tro­ko­ter sis­te­mi­dir. Bis­tü­ri ve­ya ‘cold-kni­fe’ kon bi­yop­si­de ge­le­nek­sel yön­tem ha­li­ne gel­miş­tir ve Av­ru­pa’da bir­çok ül­ke­de yay­gın ola­rak kul­la­nıl­mak­ta­dır. Ek­siz­yon sı­nır­la­rın­da ar­te­fakt ha­sa­rı yap­ma­ma­sın­dan do­la­yı glan­dü­ler ve mik­ro­in­va­ziv has­ta­lı­ğın te­da­vi­sin­de ol­duk­ça yay­gın kul­la­nıl­mak­ta­dır. Me­tod ge­nel anes­te­zi ve ame­li­yat­ha­ne or­ta­mı ge­rek­tir­mek­te­dir. Ge­le­nek­sel ola­rak uy­gu­la­ma son­ra­sı ya­ra iyi­leş­me­si ye­ni sku­amo­ko­lum­nar bi­leş­ke­nin içe­ri doğ­ru çev­ril­me­si Sturm­dorf sü­tür­le­ri ile ya­pıl­mak­ta­dır. Bu­nun­la be­ra­ber art­mış ser­vi­kal mor­fo­lo­jik ha­sar, ta­kip eden ste­noz kay­nak­lı dis­me­no­re ve ser­vi­kal yet­mez­li­ğe se­kon­der ola­rak ge­li­şen pre­ma­tür do­ğum ris­ki var­dır.7

LLETZ’ e ben­zer şe­kil­de la­zer ek­siz­yon he­men he­men tüm ol­gu­lar­da kul­la­nı­la­bi­lir. Her 2 me­tod­ da ol­duk­ça ben­zer­dir. Her iki­si­ de tip 1 ve­ya tip 2 TZ’da lo­kal anes­te­zi al­tın­da ayak­tan uy­gu­la­na­bi­lir. Her iki yön­tem­de kon bi­yop­si (ge­niş/uzun en­do­ser­vi­kal ek­siz­yon) ola­rak bi­li­nen me­to­dun ye­ri­ne kul­la­nı­la­bi­lir. Bu tip ek­siz­yon li­te­ra­tür­de kon bi­yop­si ter­mi­no­lo­ji­si­ni kap­sa­yan kav­ram kar­ga­şa­sı­na ne­den olan tip 3 TZ ek­siz­yo­nu­nu bel­ki­de en iyi ta­nım­lar. Her iki tek­nik­te ger­çek ta­nı­nın ko­na­bi­le­ce­ği da­ha kap­sam­lı bir his­to­lo­jik de­ğer­len­dir­me sağ­lar, ek­siz­yon sı­nır­la­rı da­ha iyi saptanır ve mik­ro­in­vaz­yon ve­ya glan­dü­ler has­ta­lık sap­ta­na­bi­lir ve­ya ekar­te edi­lir. Bu­na bağ­lı iş­lem ön­ce­sin­den ve­ya ay­rı­ca kol­pos­ko­pik bi­yop­si­ye ge­rek­si­nim yok­tur. Bu yüz­den “gör ve te­da­vi et” fel­se­fe­si ço­ğu kli­nik­te si­to­lo­jik ve­ya kol­pos­ko­pik şüp­he­li yük­sek de­re­ce­li CIN ön­len­miş­tir.9

LEEP İşlemi sonrası Ba­şa­rı ve­ya Kür Ora­nı

CIN için te­da­vi son­ra­sı ya­yım­lan­mış kür ora­nı ol­duk­ça yük­sek­tir. He­def­le­nen, te­da­vi son­ra­sı şüp­he­siz ser­vi­kal kan­ser ge­liş­me­me­si­dir. An­cak bu te­da­vi edil­me­miş CIN’in uzun do­ğal öy­kü­sü sü­re­cin­de pra­tik bir kar­şı­laş­tır­ma in­dek­si de­ğil­dir. Kıs­mi be­lir­teç­le­ri si­to­lo­jik anor­mal­li­ğin se­bat et­me­si ve­ya his­to­lo­jik ola­rak gös­te­ril­miş CIN lez­yo­nun tes­pit edil­me­si­dir. Te­da­vi et­kin­li­ği­nin en kap­sam­lı de­ğer­len­dir­me­si Mar­tin-Hirsch ve ark. ta­ra­fın­dan ya­yım­la­nan me­ta-ana­liz­dir.10 Bu der­le­me­de tüm ça­lış­ma­lar ran­do­mi­ze ol­ma­yıp hat­ta söz­de ran­do­mi­ze­dir. Ya­zar­lar kri­yo­ko­te­ri yük­sek gra­de’li ol­gu­la­rın te­da­vi­sin­de da­ha az ba­şa­rı­lı bul­mak­la be­ra­ber me­tod­lar ara­sın­da ba­şa­rı oran­la­rın­da fark ol­ma­dı­ğı so­nu­cu­na var­mış­lar­dır. Sha­fi ve ark. der­le­me­sin­de LLETZ’in di­ğer avan­taj­la­rın­dan do­la­yı CIN te­da­vi­sin­de ide­al me­to­dun ol­du­ğu­nu öne sür­müş­ler­dir. LLETZ’in et­kin­li­ği kı­sa dö­nem­li göz­lem­sel ça­lış­ma­lar­da yıl­lık %3-8’lik re­zi­dü has­ta­lık oran­la­rı ile gös­te­ril­miş­tir.11

Uzun dö­nem­li ça­lış­ma­lar te­da­vi son­ra­sı risk­li ol­gu­la­rı ta­nım­la­ma­da ve dü­şük oran­lı re­zi­dü has­ta­lı­ğı doğ­ru­la­mış­tır. Yaş (50 yaş üze­ri) ve po­zi­tif sı­nırın re­zi­dü has­ta­lık için ba­ğım­sız risk fak­tö­rü ol­du­ğu gös­te­ril­miş­tir.12-13 Gü­nü­müz­de ka­bul edi­len kli­nik pra­tik yak­la­şım her­han­gi bir şüp­he­li in­va­ziv has­ta­lık var­lı­ğın­da ve his­to­lo­jik ola­rak tam ol­ma­yan ek­siz­yon sap­ta­nan 50 yaş üze­ri ka­dın­la­rın tek­rar te­da­vi­si­dir.

 

LEEP ameliyatı ve Konizasyon- işlemi nedir nasıl yapılır  LEEP, Ankara, HPV, CIN2, CIN3

 

LEEP sonrası Tam Ol­ma­yan Ek­siz­yon

Tam ol­ma­yan ek­siz­yon his­to­lo­jik ola­rak ek­siz­yo­nel tek­nik­le te­da­vi­den son­ra art­mış re­zi­dü has­ta­lık ris­ki ile şüp­he­siz bağ­lan­tı­lı­dır. Li­te­ra­tür­de tam ol­ma­yan ek­siz­yon oran­la­rı ol­duk­ça ge­niş bir ara­lık­ta ol­mak­la be­ra­ber (%5-51),9 his­to­lo­jik ola­rak tes­pit edil­miş re­zi­dü has­ta­lık da­ha dar bir ara­lık­ta ve ol­duk­ça dü­şük oran­lar­da­dır. Hat­ta Gar­de­il ve ark. tam ek­siz­yon­da da­hi re­zi­dü has­ta­lık ekar­te edilemediğini ve bun­dan do­la­yı tüm ka­dın­la­ra te­da­vi son­ra­sı kap­sam­lı ta­kip pro­to­ko­lü öne­ril­me­si ge­rek­ti­ği­ni gös­ter­miş­tir.14 En kap­sam­lı ça­lış­ma de­ği­şik ek­siz­yo­nel tek­nik­le­ri içe­ren göz­lem­sel 65 ya­yın­lan­mış (bi­ri ya­yın­lan­ma­mış) ça­lış­ma­la­rın de­ğer­len­di­ril­di­ği Gha­em- Mag­ha­mi ve ark. ya­yın­la­dı­ğı me­ta-ana­liz­dir. Bu 35109 ka­dı­nı kap­sa­yan der­le­me­de tam ek­siz­yon ile yük­sek ve dü­şük gra­de’li anor­mal­lik­le­rin ora­nı %4, tek ba­şı­na dü­şük gra­de %3, tek ba­şı­na yük­sek gra­de %20 ve mar­ji­nin­de disp­las­tik du­ru­mun ol­du­ğu ra­por edil­miş yük­sek gra­de %18’dir.15

Dub­lin’de 4 yıl­lık bir dö­nem­de, LLETZ uy­gu­la­mış 1000’den faz­la ka­dı­nı kap­sa­yan ça­lış­ma­da TZ bo­yut ve ti­pi ile tam ol­ma­yan ek­siz­yon bağ­lan­tı­sı ir­de­len­miş ve TZ ti­pi ile tam ol­ma­yan ek­siz­yon ara­sın­da bağ­lan­tı bu­lu­na­ma­mış an­cak kü­çük tip 1 ile kar­şı­laş­tı­rıl­dı­ğın­da bü­yük tip 2-3’de 2 kat art­mış tam ol­ma­yan ek­siz­yon ris­ki sap­tan­mış­tır. Bu­na bağ­lı ola­rak bü­yük tip 2-3 ol­gu­la­rın­da da­ha ge­niş ek­siz­yon öne­ril­miş­tir.9

Ta­nın­ma­mış Glan­dü­ler ve­ya İn­va­ziv Has­ta­lık

Ek­siz­yo­nun önem­li avan­ta­jı in­va­ziv has­ta­lı­ğı ve­ya glan­dü­ler has­ta­lı­ğı ekar­te et­mek ve­ya ta­nım­la­mak­tır. Ma­ale­sef er­ken in­va­ziv kan­se­rin ta­nın­ma­sın­da kol­pos­ko­pi gü­ve­ni­lir bir me­tod de­ğil­dir ve LLETZ pro­se­dür­le­ri­nin %0.6-1’in­de kol­pos­ko­pik ola­rak şüp­he­nil­me­miş mik­ro­in­va­ziv has­ta­lık sap­tan­mış­tır.9

CIN 2 ve CIN3  (HSIL ) Te­da­vi­sin­den Son­ra Komp­li­kas­yon ve Uzun-Dö­nem Mor­bi­di­te

Uzun za­man­dır ra­di­kal di­ya­ter­mi ha­ri­cin­de, LLETZ ve ab­la­tif tek­nik­le­rin dü­şük oran­da kı­sa dö­nem komp­li­kas­yon­la­rı bi­lin­mek­te­dir. Ay­nı za­man­da “cold-kni­fe” bi­yop­si art­mış uzun dö­nem­li mor­fo­lo­jik ha­sar ris­ki ve bu­na bağ­lı obs­tet­rik ve ji­ne­ko­lo­jik fonk­si­yo­nel komp­li­kas­yon­la­ra ne­den ola­bi­lir.

Ser­vi­kal pre­kan­ser sık­tır. CIN te­da­vi­si ge­re­ken ka­dın­la­rın ço­ğu genç yaş­ta ol­du­ğun­dan uzun dö­nem fonk­si­yo­nel komp­li­kas­yon özel­lik­ler ge­be­lik ile il­gi­li­dir. Gü­nü­müz­de en po­pü­ler me­tod LLETZ’dir. Pre­ma­tür do­ğum ve ge­be­lik­le il­gi­li te­da­vi komp­li­kas­yo­nu son 3 yıl­dır ço­ğu ça­lış­ma­nın hi­po­te­zi­ni oluş­tur­mak­ta­dır.7 An­cak bu hi­po­te­zin ya­nı­tı için ye­ter­li ran­do­mi­ze kon­trol­lu ça­lış­ma yok­tur. Bu­nun­la be­ra­ber ya­kın dö­nem­de 2 bü­yük der­le­mede rö­la­tif risk açı­sın­dan me­ta-ana­li­tik bir mo­del kul­la­na­rak ger­çe­ğe ulaş­ma­ya ça­lı­şıl­mış­tır. Bi­rin­ci­si; Kyrgio­u ve ark. CIN te­da­vi­sin­de cold-kni­fe kon bi­yop­si, la­zer ab­las­yon, la­zer kon ve LLETZ uy­gu­la­mış ve son­ra­sın­da ge­be ka­lan ka­dın­lar­da pre­term ge­be­lik iliş­ki­li so­nuç­lar de­ğer­len­dir­miş­ler­dir.16 Ça­lış­ma­lar ran­do­mi­ze de­ğil­dir. LLETZ uy­gu­la­nan ile te­da­vi edil­me­yen ka­dın­lar ara­sın­da pre­term do­ğum açı­sın­dan 1.7 art­mış risk (%95 GA1.2-1.4) mev­cut­tur. Ben­zer şe­kil­de dü­şük do­ğum ağır­lı­ğı ve pre­ma­tür mem­bran rüp­tü­rü yö­nün­den art­mış risk göz­len­miş­tir. Cold-Kni­fe uy­gu­la­ma­sıy­la bu risk­ler açı­sın­dan da­ha faz­la art­mış risk sap­tan­mak­la be­ra­ber la­zer kon ek­siz­yon ile te­da­vi edi­len ka­dın­lar­da kü­çük bir risk ar­tı­şı var­dır. Ya­zar­lar ek­siz­yo­nel te­da­vi­le­rin pre­term do­ğum açı­sın­dan art­mış ris­ke ne­den ol­du­ğu so­nu­cu­na var­dı­lar. Bu so­nuç ço­ğu kol­pos­ko­pis­ti ye­te­rin­ce ik­na et­me­mek­le bir­lik­te kan­se­re prog­res­yon ris­ki kü­çük dü­şük gra­de’li genç ka­dın­la­rın te­da­vi­sin­de da­ha kon­ser­va­tif dav­ran­mak man­tık­lı gö­rün­mek­te­dir.

İkin­ci ve da­ha ye­ni bir der­le­mede Arbyn ve ark. pe­ri­na­tal mor­ta­li­te, pre­term do­ğum ve dü­şük do­ğum ağır­lı­ğı so­nuç­la­rı­nı ben­zer şe­kil­de ko-hort ça­lış­ma­lar­da de­ğer­len­dir­miş­tir.7 Cold –Kni­fe kon bi­yop­si­si ile pe­ri­na­tal mor­ta­li­te­de art­mış risk sap­tan­mış­ken LLETZ me­to­du ile risk sap­tan­ma­mış­tır. La­zer kon ile il­gi­li so­nu­ca var­mak için ve­ri ye­ter­li de­ğil­dir. Ra­di­kal di­ya­ter­mi ile art­mış risk sap­tan­mak­la be­ra­ber bu so­nu­ca tek ça­lış­ma ile va­rıl­mış­tır (1.54 GA 0.84-2.82). Bu der­le­me ile de LLETZ te­da­vi­si ile şid­det­li ve­ya ol­duk­ça er­ken pre­term do­ğum açı­sın­dan art­mış risk sap­tan­ma­mış­tır.

Ya­zar­lar cold-kni­fe kon bi­yop­si, la­zer kon bi­yop­si ve­ya ra­di­kal di­ya­ter­mi ile yak­la­şık her 70 ge­be­lik­ten bi­rin­in pe­ri­na­tal ölüm­le so­nuç­la­na­ca­ğı­nı tah­min et­mek­te­dir. LLETZ ile pe­ri­na­tal ölüm ris­ki 1000’de 2’dir. Ben­zer şe­kil­de cid­di ve ol­duk­ça er­ken pre­term do­ğum ve dü­şük do­ğum ağır­lı­ğı cold-kni­fe kon ve di­ya­ter­mi ile sık ola­rak ge­liş­mek­te an­cak LLETZ ile na­dir­dir.7

Bu 2 der­le­me­nin so­nuç­la­rı yo­rum­lan­dı­ğın­da ser­viks­ten bü­yük do­ku alın­ma­sı ve­ya tah­rip edil­me­si ge­be­lik sı­ra­sın­da fonk­si­yo­nu­nu et­ki­le­ye­bi­lir. İlk der­le­me­nin so­nuç­la­rı da­ha çok bu so­nu­cu des­tek­le­mek­le be­ra­ber sa­de­ce 3 ça­lış­ma­nın ve­ri­le­ri de­ğer­len­dir­mek için uy­gun gö­rün­mek­tedir an­cak bun­lar ­da ran­do­mi­ze kon­trol­lü ça­lış­ma­lar de­ğil­dir­ler. Bu­nun­la be­ra­ber 10mm’ den de­rin ek­siz­yon­lar ile pre­term do­ğum ris­ki­nin art­tı­ğı gös­te­ril­miş­tir. Di­ğer bir ça­lış­ma ile 6 cm3’den faz­la ek­siz­yon uy­gu­la­ma­sı ile 3cm3’den da­ha az ha­cim ek­siz­yon uy­gu­la­nan­la­ra gö­re pre­term do­ğum ris­kin­de 3 kat ar­tış sap­tan­mış­tır (RR= 3.17, %95 GA 1.56-6.43). Ay­nı şe­kil­de 12 mm’den ka­lın ek­siz­yon ile 3 kat art­mış risk sap­tan­mış­tır (RR=3.05, %95 GA 1.31- 7.08). İl­ginç ola­rak do­ku uzun­lu­ğu ile bir risk ar­tı­şı sap­tan­ma­mış­tır.9 Da­ha ge­niş ça­lış­ma­la­ra ge­rek­si­nim var­dır ve epi­tel ve­ya stro­mal ha­cim kay­bı­nın öne­mi araş­tı­rıl­ma­lı­dır.

CIN 2 ve CIN3  (HSIL ) Te­da­visinin Avan­taj­la­rı/De­za­van­taj­la­rı (Komplikasyonları )

De­ği­şik te­da­vi se­çe­nek­le­ri­nin et­kin­lik ve mor­bi­di­te­le­ri­nin de­ğer­len­di­ril­di­ği ça­lış­ma­lar ge­nel ola­rak kon­trol gru­bu içer­me­yen göz­lem­sel ça­lış­ma­lar olup has­ta se­çim ve ta­ki­bin­de de­ğiş­ken kri­ter­ler kul­la­nıl­dı­ğı için te­da­vi so­nuç­la­rı­nı yo­rum­la­ma ko­nu­sun­da güç­lük­ler oluş­mak­ta­dır. Te­da­vi mo­da­li­te­le­ri­nin et­kin­lik ve mor­bi­di­te­si­nin kap­sam­lı de­ğer­len­dir­me­si Mar­tin-Hirsch ve ark. ta­ra­fın­dan 2009’da ya­yım­la­nan Coc­hra­ne Kü­tüp­ha­ne­si der­le­me­si­dir.17 Bu­na gö­re so­nuç­lar: (1) Re­zi­dü has­ta­lık ris­ki is­ta­tis­tik­sel ola­rak an­lam­lı ol­ma­sa­ da “do­ub­le-free­ze” kri­yo uy­gu­la­ma­sı “sing­le-free­ze” ile karşılaştırıldığında da­ha az­dır, (2) La­zer ab­las­yo­nun re­zi­dü has­ta­lık açı­sın­dan kri­yo uy­gu­la­ma­sı­na üs­tün­lü­ğü sap­tan­ma­dı­ğı gi­bi, art­mış post-op ağ­rı ve ka­na­ma ris­ki sap­tan­mış­tır, (3) Dört ça­lış­ma­nın so­nu­cu­na gö­re la­zer ko­ni­zas­yon­da re­zek­si­yon sı­nır­la­rı­nın tam de­ğer­len­di­ril­me­me­si­ne ne­den olan art­mış ter­mal ar­te­fakt ris­ki­ne rağ­men “Kni­fe-kon”da art­mış ye­ter­siz kol­pos­ko­pi ve ser­vi­kal ste­noz ris­ki sap­tan­mış­tır, (4) Sa­de­ce tek bir ça­lı­ş­ma­nın so­nu­cu­na gö­re re­zi­dü has­ta­lık, pe­ri-op/post-op ka­na­ma ve ye­ter­siz kol­pos­ko­pi risk­le­ri açı­sın­dan la­zer ko­ni­zas­yon ile la­zer ab­las­yon ara­sın­da an­lam­lı fark sap­tan­ma­mış­tır, (5) art­mış pe­ri-ope­ra­tif ka­na­ma de­rin ter­mal ar­te­fakt ris­ki ha­ri­cin­de 6 ça­lış­ma­nın so­nu­cun­da LLETZ ile la­zer ko­ni­zas­yon ara­sın­da re­zi­dü has­ta­lık, pe­ri-op şid­det­li ağ­rı, post-op ka­na­ma, ter­mal ar­te­fakt, ye­ter­siz kol­pos­ko­pi ve ser­vi­kal ste­noz açı­sın­dan fark sap­tan­ma­mış­tır, (6) LLETZ ile la­zer ab­las­yon ara­sın­da yu­karı­da bah­se­di­len tüm de­ğiş­ken­ler açı­sın­dan 4 ça­lış­ma­nın so­nuç­la­rı­na gö­re fark sap­tan­ma­mış­tır, (7) Kni­fe-kon ile LLETZ ara­sın­da (a) re­zi­dü has­ta­lık açı­sın­dan 6 ça­lış­ma­ya gö­re fark yok, (b) Pe­ri-op ka­na­ma, ser­vi­kal ste­noz ve ye­ter­siz kol­pos­ko­pi açı­sın­dan 2 ça­lış­ma so­nuç­la­rı­na gö­re fark yok, (8) ra­di­kal di­ya­ter­mi ve LLETZ ara­sın­da hiç­bir de­ğiş­ken açı­sın­dan fark sap­ta­na­ma­mış­tır, (9) he­mos­ta­tik sü­tü­ras­yon ile art­mış post-op ka­na­ma ris­ki, dis­me­no­re ve ye­ter­siz kol­pos­ko­pi ris­ki sap­tan­mış­tır, (10) tek ça­lı­ş­ma­ya gö­re bi­po­lar elek­tro­ko­ter ma­kas ile mo­no­po­lar ener­ji­li bis­tü­ri­ye oran­la pe­ri-op ka­na­ma da­ha az, (11) tek ça­lış­ma­ya gö­re kri­yo uy­gu­la­ma­sı­na kı­yas­la LE­EP ile art­mış oran­da post-op ka­na­ma ris­ki dı­şın­da fark sap­tan­ma­mış­tır, (12) tek ça­lı­şma­ya gö­re LLETZ ile sa­de­ce kes­me fonk­si­yo­nu ile ka­rı­şık kes­me- ko­agü­le et­me for­mu­na gö­re art­mış ka­na­ma ris­ki var­dır, (13) iğ­ne ile TZ ek­siz­yo­nu uy­gu­la­ma­sı­nı (NETZ) ile LLETZ ile kı­yas­la­yan 2 ça­lış­ma so­nu­cu­na gö­re azal­mış pe­ri-op ka­na­ma ve re­zi­dü has­ta­lık ris­ki sap­tan­mış­tır. Re­zi­dü has­ta­lık yö­nün­den kni­fe-kon ile NETZ ara­sın­da fark sap­tan­ma­mış­tır. So­nuç ola­rak bu 29 ran­do­mi­ze kon­tro­lü ça­lış­ma­da ma­li­yet ve mor­bi­di­te gö­ze­til­di­ğin­de hiç­bir tek­ni­ğin üs­tün­lü­ğü gös­te­ri­le­me­miş­tir. Ab­la­tif kri­yo dü­şük gra­de’li has­ta­lık­ta yük­sek gra­de’e gö­re da­ha et­ki­li, an­cak dü­şük ma­li­yet ve dü­şük mor­bi­di­te ora­nın­dan do­la­yı ter­cih se­be­bi ola­bil­mek­te, LLETZ la­zer ab­las­yon-ko­ni­zas­yo­na oran­la da­ha ma­li­yet et­kin, ve Kni­fe-kon ise in­vaz­yon ve glan­de­ler has­ta­lık şüp­he­sin­de ha­la ter­cih se­be­bi­dir.

HPV VİRÜSÜ GENİTAL KONDİLOM SERVİKS KANSERİ VE HPV AŞISINA DAİR SIK SORULAN SORULAR 

 

 

LEEP ve Konizasyon işleminin komplikasyonları 

-LEEP işlemi sonrası rezidü yani geride hastalık kalması yani cerrahi sınır pozitif olarak rapor edilmesi durumunda LEEP işlemi tekrar yapılır veya hasta kısa aralarla takip edilir. Bu durumda genel tercih edilen yöntem işlemin tekrar yapılarak rahim ağzındaki hastalıklı bölgenin temizlenmesidir.

-LEEP sonrası diğer bir sorun ise rahim ağzının kısalmasına bağlı sonraki gebeliklerde erken doğum riskidir ki bu daha çok 2 ve üzerine leep ve daha da çok soğuk konizasyon yapılan hastalarda görülür.

  • leep veya konizasyon sonrası diğer bir problem ise rahim ağzında daralma yani stenoz olmasıdır. Stenoz daha çok soğuk konizasyon sonrasında görülür ki bu durumda kanama miktarı azalır, adet ağrısı artar ve rahim içinde kana birikir (hematokolpos) ve buna bağlı sürekli kasık ağrısı olur. Stenoz olursa genel anestezi altında rahim ağzının genişletilmesi (dilatasyon ) gerekebilir.
  •  

CIN 2-3  Te­da­vi­si Son­ra­sı Ta­kip

Ge­le­nek­sel gö­rüş te­da­vi son­ra­sı kap­sam­lı ta­kip­tir. Ba­şa­rı­sız­lık ora­nı dü­şük ol­mak­la be­ra­ber yi­ne de var­dır. Ya­kın za­man­la­ra ka­dar han­gi ta­kip me­to­du­nun en iyi ol­du­ğu tar­tı­şıl­mak­ta idi an­cak Arbyn ve ark. me­ta-ana­li­zi ile ru­tin hib­rid cap­tu­re 2 tek­no­lo­ji­si ile HPV tes­ti­nin mev­cut en du­yar­lı yöntem ol­du­ğu gös­te­ril­miş­tir.18 Te­da­vi ba­şa­rı­sız­lı­ğı ol­duk­ça az ol­du­ğun­dan te­da­vi son­ra­sı tes­ti­nin en önem­li ka­rak­te­ris­ti­ği du­yar­lı­lı­ğı­dır. Yan­lış ne­ga­tif so­nuç­la­rı­na rağ­men ya­kın ge­le­cek­te ço­ğu ül­ke­ye gö­re uyar­la­na­cak­tır.

Yi­ne çok ye­ni çok mer­kez­li bir ça­lış­ma­da da yük­sek risk­li HPV tes­ti ta­kip amaç­lı en du­yar­lı test ola­rak tes­pit edil­miş­tir.19

CIN 2,3 Te­da­vi­si Son­ra­sın­da Uzun Dö­nem­li Rahimağzı Kan­seri Ris­ki

CIN te­da­vi­si son­ra­sı art­mış ser­vi­kal kan­ser ris­kin­den do­la­yı ka­dın­la­rın de­vam eden ta­kip­le­ri­nin öne­mi 4 grup ta­ra­fın­dan araş­tı­rıl­mış­tır. So­ut­ter ve ark.’nın 2006’da­ki 25 ça­lış­ma­yı kap­sa­yan ça­lış­ma­sın­da CIN te­da­vi­si son­ra­sı 10 yıl­da 100.000’de 190 ora­nı­na düş­tü­ğü­nü gös­ter­miş­ler­dir. An­cak özel­lik­le önem­li olan ilk yıl­da ser­vi­kal kan­ser ora­nı bek­le­nen­den 2.8 kat art­mış ola­rak 100.000 ka­dın­da 56 gi­bi kıs­men yük­sek sap­tan­mış­tır.20 So­ut­ter ve ark. bu so­nu­cu ta­kip pro­to­kol­le­ri­ne uyum­suz­lu­ğa bağ­la­mış­lar­dır. Ben­zer şe­kil­de Fin­lan­di­ya’da 7564 ka­dı­nı 29 yıl­lık ta­ki­bi kap­sa­yan ça­lış­ma­da özel­lik­le ilk 10 yıl­dan son­ra art­mış risk sap­ta­mış­lar­dır (22: 7564).21 Üçün­cü ola­rak pros­pek­tif ko-hort ça­lış­ma olan İs­veç ça­lış­ma­sın­da da 2.34 art­mış risk bul­muş­lar­dır (%95 GA 2.18-2.50).22 Bu­na gö­re 1960’dan bu ya­na riskin art­mak­ta olduğu ve 25 yıl­dan uzun sür­dü­ğü so­nu­cu­na var­mış­lar­dır. Çok ye­ni dör­dün­cü çalışmada yi­ne Fin­lan­di­ya’dan 26.876 ka­dı­nın 20 yıl­lık ta­ki­bin­de ser­vi­kal kan­ser ris­kin­de 1.69 ar­tış sap­tan­mış­tır (%95 GA: 1.07–2.53). Ay­rı­ca bu ça­lış­ma­da HPV ve si­ga­ra bağ­lan­tı­lı kan­ser­ler­de de ar­tış sap­tan­mış­tır. Ser­vi­kal kan­ser ris­kin­de ar­tış ko­ni­zas­yon te­da­vi­sin­den son­ra art­mış ris­ke sa­hip iken ab­las­yon te­da­vi­sin­den son­ra risk ar­tı­şı iz­len­me­miş­tir. Bu du­rum da­ha cid­di CIN ol­gu­la­rın­da ko­ni­zas­yo­nun muh­te­me­len ab­las­yon­dan da­ha faz­la uy­gu­lan­ma­sı­na bağ­lan­mış­tır. Yir­mi­ üç kan­ser­li ol­gu­nun 7’si (%30) ilk yıl­da ge­liş­miş olup risk 5.11 kat art­mış­tır (%95 GA: 2.05–10.5). İle­ri yaş­ta­ki ka­dın­lar­da da (60-69 yaş) özel­lik­le 10 yıl­dan son­ra be­lir­gin ola­rak ar­tan 16.3 art­mış risk sap­tan­mış­tır (%95 GA: 3.37–47.7). Özel­lik­le ile­ri yaş gru­bu­nun uzun dö­nem­li ta­ki­bi­nin ge­rek­li­li­ği vur­gu­lan­ma­lı­dır.23 Bu 4 ça­lış­ma ile az fa­kat ke­sin art­mış risk­den do­la­yı en az 20 yıl de­vam eden ta­ki­be ge­rek­si­nim ol­du­ğu or­ta­ya çık­mak­ta­dır.

So­nuç

CIN te­da­vi­sin­de mü­kem­mel me­tod yok­tur. LEEP yani Elek­tro­cer­ra­hi ek­siz­yon mü­kem­me­le ya­kın olan en po­pü­ler yön­tem­dir. Bu gru­ba da­hil olan LLETZ ço­ğu ol­gu­ya adap­te edi­le­bi­lir. Tip 1 TZ (ab­las­yon ye­ter­li ola­bi­lir) gi­bi ru­tin ol­gu­lar­da ben­zer te­da­vi ba­şa­rı ve mor­bi­di­te oran­la­rı sağ­lan­mak­la be­ra­ber bü­yük tip 2-3 TZ ol­gu­lar­da art­mış tam ol­ma­yan ek­siz­yon ve uzun dö­nem­li mor­bi­di­te ris­kin­den do­la­yı dik­kat­li olun­ma­lı­dır. TZ ti­pi, bo­yu­tu ve ka­dı­nın te­da­vi ge­rek­ti­re­cek anor­mal­li­ği­ne bağ­lı ola­rak ol­gu­nun ka­rak­te­ris­ti­ği­ne gö­re te­da­vi­nin me­to­du se­çil­me­li­dir. Biz he­kim­le­rin te­da­vi mor­bi­di­te­si­ni an­la­ma­mız art­tık­ça has­ta­ya ve­re­ce­ği­miz da­nış­man­lık ve te­da­vi için eşik da­ha da de­ği­şik­lik gös­te­re­cek­tir.

 

KOLPOSKOPİDE RAHİM AĞZINDAKİ TRANS­FOR­MAS­YON ZON SINIFLAMASI

Tip 1; Ta­ma­men ek­to­ser­vi­kal, tam ola­rak gö­rü­le­bi­lir, kü­çük ve­ya bü­yük.

 

Tip 2; En­do­ser­vi­kal kom­po­nen­ti var, tam ola­rak gö­rü­le­bi­lir, bü­yük ve­ya kü­çük en­do­ser­vi­kal kom­po­nen­ti ola­bi­lir.

 

Tip 3; En­do­ser­vi­kal kom­po­nen­ti var, ta­ma­mı gö­rül­mü­yor, kü­çük ve­ya bü­yük ek­to­ser­vi­kal kom­po­nen­ti ola­bi­lir.

 

CIN 2 , CIN3  ve HPV İlişkisi Nedir ? 

CIN 1 2 ve 3 HPV virüsü ile enfekte olan kadınların rahim ağzında gelişen ve kansere dönüşme potansiyeli taşıyan lezyonlardır.  CIN lezyonları Tip 16, 18, 31, 33, 35, 39, 45, 51, 52, 56, 58, 59, 68, 73, 82 gibi onkolojik HPV enfeksiyonları neticesinde oluşur.

 

CIN2 CIN 3 Nedir ?

CIN 3 rahim ağzı kanserinin öncü lezyonlarının en önemlisidir. Epitel içindeki hücre çoğalmasının en yoğun olanı ve tüm epiteli kaplamış olmasıdır. Karsinoma insitu olarakta isimlendirilir.

yeni terminolojide patologların bazısı artık CIN 2-3 yerine HSIL terminolojisini kullanmaktadır. CIN 3 mutlaka tedavi gerektirir. Tedavi olarakta genel kabul gören tedavi yöntemi LEEP uygulanmasıdır. Eskiden konizasyon işlemi sık olarak uygulanırdı fakat bu artık çoğu merkezde yerine LEEP işlemine bırakmıştır.

LEEP,   loop elektrosurgical excision procedure kelimelerinin baş harflerinden üretilmiş bir kelimedir.

 

CIN 2-3 Nasıl Bulaşır ?

CIN 2-3 e yol açan ana etken HPV virüsüdür.  HPV virüsünün ana bulaşma yolu ise cinsel temasdır. Çok nadiren bazı diğer yollarla da bulaştığı bildirilmiştir.

Fakat HPV enfeksiyonunu hangi partnerden ne zaman alındığını anlayacak bir yöntem yoktur.

 

CIN 2-3 ameliyatı (LEEP ameliyatı)  nasıl yapılır ? 

CIN2 ve CIN3 (HSIL)  tedavisinde en sık olarak LEEP işlemi uygulanır. İşlem lokal aneztezi ile de uygulanabilir ama ağrılı bir işlem olduğu için genelde hafif sedasyon ile birlikte yapılır. işlem normal şartlarda 15 -20 dk sürer ve sonrasında hasta evine gider ve günlük aktivitelerine devam eder. LEEP işlemi sonrası 2-3 hafta az az kanama ve bol sulu akıntı olur sonrasında normale döner. İşlemden sonra 3 hafta cinsel ilişki olmamalıdır.

 

CIN 2-3 Tedavi edilmezse ne olur ? 

Hastalar tarafından sık sorulan  sorulardan biriside  CIN 2-3 tedavi edilmezse ne olur sorusudur. Bu tür yüksek dereceli lezyonlar tedavi edilmezse rahim ağzı kanserine dönüşme olasılığı yüksektir o sebeple mutlaka LEEP yapılmalıdır. CIN 2-3 tedavi edilmezse rahim ağzı kanserine dönüşme ihtimali vardır o nedenle ihmal edilmemelidir. LEEP işlemi hastanın üremesi üzerine olumsuz etkide bulunmaz çocuk sahibi olunmasına engel olmaz.

 

LEEP işleminin riski var mıdır ? 

LEEP işlemi tekrarlayan uygulamalar şeklinde birden fazla olarak uygulanırsa rahim ağzının kısalmasına yol açarak erken doğum riskini artırabilir. Bu nedenle deneyimli doktorlar tarafından uygun endikasyonlarla yapılmalıdır. LEEP işleminde aşağıdaki şekildeki gibi rahim ağzındaki hastalıklı bölge yüzeyel bir şekilde çıkartılır.

leep işleminin şematik olarak gösterimi.

 

CIN 2 – 3  (HSIL ) tekrarlar mı ? 

CIN 2-3 ‘ün LEEP yapıldıktan sonra tekrarlama riski vardır . Bu sebeple LEEP işlemi sonrası hastaların mutlaka düzenli takibi gereklidir. Hastaların yaşam boyunca smear takibine devam etmeleri çok önemlidir.

 

CIN 2 – 3 olan hastalar Gebe (Hamile ) kalabilir mi ? 

CIN 2-3 tedavi edildikten sonra hastaları gebe kalabilir ve doğum yapabilir.  Ama smear ve hpv takibini mutlaka düzenli yaptırmak gereklidir. Gebe ikende 6. ayda smear alınabilir smear alma işleminin gebelik üzerine olumsuz bir etkisi yoktur.

 

CIN 2-3 geçiren hastalar nasıl doğurmalıdır ?

HPV ‘ye bağlı CIN 2-3 geçiren hastaların doğum şeklinin ne olması gerektiği konusu uzun zamandır tartışılan bir konudur. Eskiden HPV’ye bağlı lezyonları olan hastaların bebeğe HPV bulaşmasını önlemek için sezaryen ile doğurması önerilirken son zamanlarda normal doğum yapılmasınında mümkün olduğu bebeğe bulaşma olasılığının düşük olduğu vurgulanmaktadır. Yine de doğum şekline aile ile birlikte karar verilmelidir.

 

CIN 2-3 ne kadar sürede rahim ağzı kanserine dönüşür ? 

onkolojik HPV tipleri vücuda alındıktan sonra rahim ağzı kanseri oluşuncaya kadar geçen süre 5-15 yıl arasında değişir. Bu süre içinde düzenli takibe giden hastalarda kansere dönüşme olmaz çünkü bir dönüşüm başlarsa bu kontrollerde erken tanınarak leep veya konizasyon ile tedavi edilir.

 

CIN 2-3 İlaç Tedavisi Var mı?

HPV’nin yolaçtığı CIN2 CIN3 ve LSIL ve HSIL in ilaç tedavisi şu anda yoktur. Çalışmalar devam etmektedir.

 

CIN 2-3’ün Bitkisel Tedavisi Var mıdır ? 

HSIL, CIN2, CIN3’ün bitkisel, alternatif tedavi, hacamat ve dua ve muska ile tedavi edilmesi söz konusu değildir .

 

HPV, HSIL , LSIL CIN 2 ve CIN3  tedavisinde AHCC kullanılabilir mi ?

AHCC bir immünsistem modülatörüdür.AHCC’nin imün sistemi aktive ettiği birçok preklinik ve klinik çalışmada gösterilmiştir fakat AHCC’nin HPV’nin yol açtığı  ASCUS, LSIL, HSIL lezyonlara karşı kullanımına dair ABD teksas üniversitesinden yapılmış ümit vaat eden sadece özeti yayınlanmış bir  adet küçük bir çalışma vardır fakat randomize kontrollü çalışma yoktur. Bu konuda daha ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.

 

KETEM’de Alınan HPV DNA Testinin Pozitif Gelmesi

Sağlık bakanlığı ülkemizde HPV taramasını 35-65 yaş arası kadınlara 5 yılda bir ücretsiz olarak yapmaktadır. KETEM’de alınan HPV sonucu pozitif gelen hastalara kolposkopik olarak bakılması gerekmektedir. KETEM ankara’da

ketemde alınan HPV sonucu genel olarak 2 hafta içinde çıkar. Aile hekiminize veya HPV testi alınan KETEM’e sonucunuzu mutlaka sorunuz.

Eğer onkolojik tip olan HPV 16,18 varsa mutlaka kolposkopi yapılması gerekir.

Kolposkopi ve LEEP, Konizasyon işlemi bu konuda deneyimli doktorlarca yapılmalıdır. Dr Polat Dursun Kolposkopi ve leep konizasyon işlemi konusunda Ankara’daki en deneyimli hekimlerden birisidir.

 

Kolposkopi niçin önerilir ve Nasıl Yapılır , Ne kadar Sürer ?

Yüksek riskli HPV enfeksiyonu olan CIN 2, CIN3 (HSIL) tespit edilen hastalarda rahim ağzı kanserine dönüşecek lezyonlar olup olmadığını anlamak için rahim ağzının bir teleskobik kamera yardımı ile 40 kata kadar büyütülerek incelenmesi ve gerekirse biopsi alınması işlemidir. Kolposkopi deneyimli hekimlerce yapılmalıdır aksi takdirde hastanın kanseri atlanabilir ve geç tanı konabilir. Kolposkopi anetezisiz yapılır ve süre olarak 15-40 dk arasında sürebilir.

 

HPV 16 HPV 18 ve diğer yüksek riskli HPV pozitif çıkan kadınlar, ASCUS (önemi belirlenemeyen atipik hücreler ), LSIL, HSIL , ASC-H , AGC smear sonucu olan hastalar bu konuda deneyimli jinekologlar tarafından değerlendirilmelidir. Bu tür lezyonların değerlendirilmesinde HPV testi ve kolposkopi çok önemlidir. Kolposkopi bu konuda deneyimli jinekologlar tarafından yapılmalıdır. Prof Dr Polat Dursun ülkemizdeki HPV sıklığı ve HPV tipleri, Türkiye’deki sitoloji anormalliklerin sıklığı , Türkiyedeki ASCUS, LSIL, HSIL sıklığı hakkında ilk çalışmaları  yapıp uluslararası literatürde yayınlamıştır.  Bu çalışmaların özetleri aşağıda bulunabilir.  Ankara’da HPV tanısı ve HPV’nin yol açtığı ASCUS, LSIL, HSIL, ASC-H, AGC gibi lezyonların tanı ve tedavisi ve Kolposkopik değerlendirilmesi Prof Dr Polat Dursun tarafından yıllardır başarı ile yapılmaktadır.

 

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/24022311

 

HPV types in Turkey: multicenter hospital based evaluation of 6388 patients in Turkish gynecologic oncology group centers.

 

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/19948015

Human papillomavirus (HPV) prevalence and types among Turkish women at a gynecology outpatient unit.

 

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/19541303

Prevalence of cervical cytological abnormalities in Turkey.

 

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/19432612

Women’s knowledge about human papillomavirus and their acceptance of HPV vaccine.

HPV, LSIL, HSIL, CIN2, CIN3 ve Kolposkopi ile ilgili TV programım (Gizem Hatipoğlu ile TV Programı )

HPV, LSIL, HSIL, CIN2, CIN3 ve Kolposkopi ile ilgili TV programım (Ebru Akel ile TV Programım)

HPV nedir ?

LEEP işlemi nedir nasıl yapılır ?

 

Kolposkopi nedir ?

 

 

Konizasyon nedir ?

 

HPV tanı ve tedavisi, ASCUS, HSIL, LSIL tanı ve tedavisi , kolposkopi ve LEEP konizasyon işlemleri Ankara’da Prof Dr Polat Dursun tarafından yıllardır başarılı bir şekilde yapılmaktadır.