HPV virüsünün bir kısmı genital deri ve mukozaya afinite gösterir ve bu bölgede deriden kabarık karnıbahar gibi pürüzlü yüzeye sahip bir veya birkaç tane bazende sayısız lezyon oluşturur bu lezyonlar genital siğil veya kondilom (genital wart) olarak adlandırılır. Bu lezyonlar konuda uzman bir doktor tarafından görüldüğünde anında tanınır.
EN SIK GENİTAL SİĞİL YAPAN TİPLER HPV 6,11 ‘DİR. DİĞER TİPLERLEDE GENİTAL SİĞİL OLUŞABİLİR.
Genital kondilomlar 120’den fazla tipi olan human papilloma virüs (HPV) enfeksiyonunun gözle görülebilen lezyonlarıdır.1 Otuzdan fazla HPV tipinin anal ve genital bölgeye spesifik olduğu bilinmektedir. Cinsel aktivitesi olan kadınların %20 ile %40’ının HPV ile enfekte olduğu tahmin edilmektedir. Anogenital bölgeye spesifik HPV tiplerinin yaklaşık 15’i yüksek riskli veya onkojenik olarak sınıflandırılır. Genital kondilomların oluşumunda daha çok düşük riskli HPV tipleri rol oynasa da, aynı hastada birden fazla HPV tipinin enfeksiyon oluşturma olasılığının yüksek olduğu unutulmamalıdır.3,4
Siğil ( kondilom) bulaşıcıdır. Siğillerim temel bulaşma yolu cinsel temastır . Bulaşma için penisin vajinaya girmesi şart değildir yüzeysel temas ve sürtünme ile de bulaşabilir.
Genital Siğil Risk Faktörleri ? Genital Siğil Nasıl bulaşır ? Genital Kondilom Bulaşma Yolları Nelerdir ? Human Papilloma Virüsü Nasıl Bulaşır ?
Genital kondilomların insidansını etkileyen başlıca iki faktör yaş ve seksüel davranıştır. Kondilomlar cinsel aktivite ile bulaşır; cinsel aktivitesi olmayan kişilerde çok nadiren görülür.3 Prevalansın 18-25 yaş arası cinsel aktif kadınlarda en fazla olduğu bilinmektedir.3, Kadınlarda primer bulaş yolu vajinal cinsel ilişkidir. Dijital-anal, oral-anal ve dijital-vajinal temas ile de virüs bulaşabilir. Penetran olmayan yani yüzeysel sürtünme ve temaslarda da bulaşabilmektedir.
Anal kondilomlar vulvar veya perineal enfeksiyonların yayılmasıyla ya da anal ilişki ile oluşur.8 Cinsel partner sayısı arttıkça enfeksiyon riski artar.3 Cinsel yolla bulaşan diğer hastalıklar veya oral herpes varlığında HPV enfeksiyonu daha sık görülmektedir.3,4,8 Human immunodefficiency virus (HIV) pozitif olgularda, aynı zamanda bağışıklık sistemi de baskılanmıştır; dolayısıyla kondilomlara daha da sık rastlanır ancak antiretroviral tedavi alanlarda bu oranın azaldığı gözlenmiştir.9,10
Çocuklarda görülen genital kondilomların daha çok cinsel istismara bağlı oluştuğu düşünülmektedir, ancak bazen anneden de geçiş söz konusudur.3 HPV ile enfekte gebe kadınlarda vertikal geçiş hem transplasental yolla hem de vajinal doğum esnasında olabilmektedir.3,11 HPV yenidoğanda mukozal, konjunktival ve laringeal lezyonlar oluşturabilir. Sezaryen ile doğum yaptırılması vertikal geçiş riskini azaltmamaktadır.12
Siğiller genital bölgede karnabahar şeklinde et beni gibi lezyonlardır. Boyutları çok değişik ebatlarda olabilir. Siğil makatda ve ağzı içinde de oluşabilir.
HPV Belirtileri Nelerdir ? (Genital Siğil ve Kondilom belirtileri, Siğil Belirtileri ) Genital Kondilom Olup olmadığı nasıl anlaşılır ?
HPV gözle görülür olarak siğil oluşturabilir, genital bölgede kahverengi renk değişiklikleri oluşturabilir.
Asıl önemli olan rahim ağzında oluşturduğu görülemeyen hücresel çoğalmalarıdır . Bunlar tanınıp tedavi edilirse sorun oluşturmaz ama tanınmaz ve doktora gidilip tedavi olunmazsa rahim ağzı kanserine dönüşebilir.
HPV DNA testi yapılarak hangi tip hpv olduğu tespit edilir ona göre takip protokolü belirlenir.
HPV ler daha çok genital bölgede siğil ve hücre çoğalması yapar ama anal ilişki ile anüse ve rektuma bulaşarak rektum kanserine dış dudaklarda vulva kanserine ağıza oral seks ile bulaşarak baş boyun kanserlerine yol açabilr.
hpv’lerde uygulanan çok değişik tedaviler vardır . Yakma, dondurma, koterize etme uygulanabilir. HPV tedavisi için kullanılan jel şeklinde kremlerde vardır. HPV de uygulanan bir takım solüsyonlar ve kremlerde vardı (Verrutol, IL-33, TCA ) fakat bunlar doktor tavsiyesi ve gözetiminde uygulanmalıdır.
HPV ne zaman kanser yapar sorusu sık olarak sorulmaktadır . HPV bulaştıktan sonra kanserleşme hemen olmaz 5-15 yıl arasında bir vakit alır. Jinekolojik kontrole giden kadınlarda kanser önsüsü lezyonlar tedavi edileceği için kanserleşme olması düşük bir ihtimaldir . HPV’nin jinekolojik kontrole gitmeyen kadınlarda kanser yapma ihtimali daha yüksektir.
Kondilom gebelikte de oluşabilir ve sayıca da artabilir. Dış dudak ve vajinada oluşabilir . Normal doğum sırasında bebeğin ağzı florasına bulaşabilir ve olunum yollarında siğil yaparak laringeal papillomatozise yol açabilir.
Genital Siğiller bu konuda uzman jinekologlar tarafından tedavi edilmelidir. Prof Dr Polat Dursun Ankarada siğiller konusunda uzman kişilerden birisidir.
Genital Kondilom Tedavi Yöntemleri (Genital Siğil (Kondilom ) Nasıl Tedavi Edilir ?) , Genital Siğil (Kondilom) Tedavi Yöntemleri (Genital Siğil Kondilom İlaçları )
Genital kondilomlu hastaların %30’unda hem hümoral hem de hücresel immünitenin etkisi ile spontan regresyon görülebilir. Ancak regresyon virüsün tamamen temizlendiğini göstermez, çünkü görünür lezyonlar iyileştikten aylar hatta yıllar sonra normal epitelyum içerisinde viral genomlar saptanabilmektedir.
Görünür lezyonların iyileşmesi, sağlam gözüken dokularda virüsün bulunmadığı anlamına gelmeyeceği için, tedavi ile HPV enfeksiyonunun eradikasyonundan ziyade lezyonların çıkarılması ya da kimyasal veya fiziksel olarak tahrip edilmesi amaçlanır. Günümüzde bunların yanısıra immünolojik tedavi yöntemleri de mevcuttur. Ancak bir tedavi yönteminin diğerine üstünlüğü gösterilememiştir . Kondilomların bulunduğu bölgelerin özelliklerine göre tercih edilecek tedavi yöntemleri farklı olabilir .
Tedavi sonrasında %30 ile 70 oranında rekürrens izlenebilmektedir. Genital kondilomu olan hastaların cinsel partnerlerinin HPV enfeksiyonu açısından değerlendirilmesi ve tedavi edilmesi hastanın yönetimi açısından çok da şart değildir çünkü rekürrenslerde reenfeksiyonun rol oynadığı düşünülmemektedir.
Genital kondilomların tedavisinde kullanılan kimyasal ajanlar podofilin, trikloroasetik asit (TCA) ve 5-florourasil (5-FU)/ epinefrin jeldir.
Podofilin
Podophyllum peltatum ekstresi olan podofilin, antimitotik bir ajan olan podophyllotoxin içerir.4 Hücre siklusunu metafazda durdurarak hücre ölümüne sebep olur.4 Topikal %25’lik podofilin solüsyonu tek ajan olarak haftada bir veya iki defa kullanıldığında %20-50 oranında başarılı olabilmektedir.14 Solüsyon sadece lezyon üzerine uygulanır; kuruması beklenir ve daha sonra 6 saat geçmeden yıkanır.8
Öte yandan kimyasal yanıklara yol açacağı için serviks, vajen, üretra ve perianal bölgeye asla uygulanmamalıdır.4 Teratojenik etki gösterebileceğinden podofilinin gebelikte uygulanması kontrendikedir.4 Yan etki olarak hafif cilt irritasyonu, bazen ülserasyon ve ağrı görülebilir.8 Geniş alanlara veya mukozal yüzeylere yapılan uygulamalarda, ya da cilt üzerinde yıkanmadan uzun süreli bırakıldığında bulantı, kusma, ateş, böbrek yetmezliği, ileus, lökopeni, nörotoksisite gibi ciddi sistemik yan etkilere yol açabilir.8,15
Podofiline benzer bir ajan olan %0,5’lik podophyllotoxin hasta tarafından kendi kendine uygulanabilir.8 Üç gün boyunca günde iki kez lezyon üzerine uygulanır; takiben 4 gün dinlendirilir. Bu tedavi siklusu lezyon kayboluncaya kadar 4 kereye kadar tekrar edilebilir.4 Uygulama başına ilaç miktarı 0,5 mL’yi, uygulama alanı ise 10 cm2’yi geçmemelidir.8
Trikloroasetik Asit (TCA) veya Bikloroasetik Asit (BCA)
%80-90’lık TCA proteinlerin koagulasyonuna yol açarak kondilomları tahrip eder.8 Bikloroasetik asit de aynı şekilde etki gösterir. Tedavi oranları ve yan etkiler podofilin ile benzerdir. Pamuklu çubuk ile direkt olarak lezyonun üzerine sürülür. Bu uygulama haftada 1-3 kez olmak üzere 4-6 hafta süre ile tekrarlanabilir.4,16 Podofilinin aksine, mukozal lezyonlarda ve gebelikte kullanılabilir.4,8Uygulama esnasında etraftaki sağlam cilt krem veya jel sürülerek korunabilir.8 TCA ile %70 oranında tedavi başarısı bildirilmiştir.17
5-Florourasil (5-FU)/Epinefrin Jel (GENİTAL SİĞİL KREMİ )
FU bir primidin antimetabolitidir. Deoksiuridilik asitin metilasyonunu engelleyerek DNA sentezini bozar; dolayısıyla hücre ölümüne yol açar.8 5-FU ve epinefrin içeren jel lezyon içerisine sıkılır. Haftada 1 kez olmak üzere 6 hafta boyunca uygulanabilir.8 Yan etkileri ve FDA (Food and Drug Administration) onaylı olmaması nedeniyle pratikte çok sık kullanılmamaktadır.4
Genital Siğil (Genital Kondilom ) Tedavisinde İmmünolojik Tedavi
İmmünomodulatör ajanlardan bazıları genital kondilomların tedavisinde kullanılmaktadır.8 Sinekatekinler ile yapılan çalışmalar da umut vericidir.18
İmikuimod ()
krem genital bölgede yaygın olmayan küçük ve sayıca az olan genital siğillerin tedavisinde kullanılır.
İmikuimod lokal sitokin indüksiyonu yaparak immün yanıtı pozitif yönde modifiye eder.4,8,19 %5’lik krem şeklinde topikal olarak uygulanır. Kondilomların tedavisinde %72-84 oranında etkilidir; %5-19 oranında rekürrens gelişebilir.5,15 İmikuimod tedavisi ile lezyon tamamen kaybolmasa bile küçülebilir.8 Genital kondilomlar dışında vulvar ve anal intraepitelyal neoplazilerin tedavisinde de imikuimod kullanılabilmektedir.20
İmikuimod mukozal yüzeylere uygulanmamalıdır.4 Krem lezyon üzerine uygulanır ve 6-10 saat sonra yıkanır.4 Evde hasta tarafından haftada 3 kez kendi kendine sürülebilir. Uygulama maksimum 16 hafta sürer.4,8 En belirgin yan etkisi hafif – orta derecede lokal eritem oluşturmasıdır.8 Sistemik yan etkileri yoktur ve gebelik kategorisi C’dir.4
Sinekatekinler
Sinekatekinler, hasta tarafından kendi kendine topikal olarak uygulanabilen bitkisel ajanlardır. Sinekatekinlerin aktif içeriği olan kunekatekin, katekin ve diğer yeşil çay bileşenlerinin bir karışımıdır. Kesin olmamakla birlikte katekinin antiviral etkisinin yanısıra hem antioksidan hem de immüniteyi güçlendirici etkileri olduğu düşünülmektedir. Sinekatekinler ile tedavide rekürrens riski %10’dan daha azdır.18 Kaşıntı, eritem, ağrı, inflamasyon ve ülserasyon gibi lokal yan etkiler bildirilmiştir. Gebelikte kullanımına ilişkin yeterli bilgi yoktur. 18 yaş üzeri erkek ve kadınlarda eksternal genital ve perianal kondilomların tedavisi için kullanımı, FDA tarafından onaylanmıştır.4
Cerrahi Tedavi (Kondilom ameliyatı , Genital Siğil Ameliyatı, Kondilom Cerrahisi , Kondilom koterizasyonu , Siğil Aldırma )
Genital siğillerin tedavisinde ablatif veya eksizyonel cerrahi tedavi, medikal tedaviye yanıt vermeyen olgularda veya cerrahi olarak çıkarılmaya müsait kondilomlarda uygulanmaktadır.
Kriyoterapi ve elektrokoterizasyon ofis işlemi olarak uygulanabilirken, lazer ve eksizyonel tedavi için ameliyathane şartlarına ihtiyaç vardır.
Kriyoterapi (Siğil Dondurma, Kondilom Dondurma )
Kriyoterapi işlemi genellikle sıvı nitrojenin lezyon üzerine püskürtülmesi veya nitröz oksit ile soğutulmuş kriyoprobların lezyon üzerine uygulanması ile gerçekleştirilir.8 Bu işlem gebelikte de güvenli bir şekilde kullanılabilir.4 Uygulama esnasında ağrı ve sonrasında inflamasyon yan etki olarak görülebilir. 3 ay içerisinde tedavi başarısı %63-92 olarak bildirilmiştir.8 Ancak tedaviden 6 ay sonra %38-73’e varan oranlarda rekürrens izlenebilir.15 Tedavi başarısızlığında uygulama tekrar edilebilir. Nitröz oksit vajinal lezyonlarda kullanılmaz ancak servikal lezyonlarda tercih edilir.8
Genital Siğillerin Tedavisinde Elektrokoterizasyon (Kondilom yakılması, Genital Siğil yakılması )
Genital sğillerin tedavisinde koterizasyon en sık uygulanan ve en başarılı yöntemlerden birisidir.
Fiziksel ablatif yöntemlerden biri de elektrokoterizasyondur.3 Tecrübeli ellerde yapıldığında skar dokusu çok az oluşur Siğil koterizasyonu yaygın siğillerin tedavisinde uygulanır.
Ayrıca ağrılı bir işlem olduğundan anestezi gerektirir. sonrasında hasta günlük hayatına devam edebilir.
Lazer Tedavisi
Kondilomlarda CO2 veya NDYag lazer uygulanabilmektedir, ancak ameliyathane şartları ve anestezi gerektirir. Kolposkopi ile işlemin yönlendirilmesi daha yararlı olur. Lazer ısı enerjisine dönüşür ve kondilomların vaporizasyonuna yol açarak destrüktif tedavi uygular.8 Doku harabiyeti 1 mm’den derin olmamalıdır.8 Birinci yıl sonunda tedavi başarısı %100’e yaklaşmasına karşın daha sonra %45 oranında gelişebilmektedir.22 En önemli yan etki skar oluşumu ve ağrıdır. Dezavantajı, maliyetinin çok yüksek olması ve gerksiz pahalı olmasıdır.
Eksizyonel Yöntemler
Bistüri ya da makasla eksizyon, anestezi gerektirir ve enfeksiyon ve kanama gibi cerrahi riskler taşır. Üçüncü ay sonunda tedavi başarısı %36’dır.22 Ancak eksizyondan 1 yıl sonra hastaların %19-29’unda rekürrens izlenebilir.15 Lezyon cilt seviyesine kadar eksize edilerek dibi koterize edilir.8 Subkütan veya submuköz yağ dokusunun koterizasyonu striktürlere yol açabilir.8 Bu tedavi yönteminin avantajı patolojik tanı şansının olmasıdır.
Gebelerde doğum kanalındaki büyük kondilomlar yumuşak doku distosisine yol açabilir. Böyle lezyonlarda agresif cerrahi tedavi gerekir, ya da doğum şekli olarak sezaryen tercih edilebilir. Günümüzdeki literatür bilgilerine göre doğumun ilerlemesine engel olmayan lezyonların varlığı, yenidoğana bulaşma riskini azaltmak adına sezaryen için endikasyon teşkil etmez.12
LEEP (Loop Electrosurgical Excisional Procedure)
LEEP, perineal kondilomların tedavisinde kullanılabilecek yöntemlerden biridir.4 Eksizyon için lazer veya elektrokoagülasyon kullanıldığında oluşan dumanda HPV DNA partikülleri tespit edilmesine rağmen virüslerin canlılığını koruyup korumadığı bilinmemektedir, ancak yine de cerrahların virüs partiküllerinin geçişini engelleyen koruyucu maske kullanmaları önerilmektedir.4 İşlem sırasında anestezi gerekir. Bu tedavi yönteminin başlıca yan etkileri geç kanamalar ve skar oluşumudur.4 Serviks harici lezyonlarda %90-96 oranında başarı bildirilmektedir.4
Ultrasonik Aspirasyon
CUSA (cavitron ultrasonic aspirator) kondilomlu dokuyu parçalayarak aspire etmek için ultrasonografik teknolojiyi kullanır. Epitel altındaki dokuyu zedelemez ancak aspire edilen dokunun patolojik olarak incelenmesi mümkün olmayabilir.23
Topikal Antimikrobiyal Tedavi
Bu amaçla sidofovir ve BCG (bacillus Calmette-Guerin) kullanılmaktadır ancak her iki ajanın da genel kabul görmesi için daha çok çalışmalara ihtiyaç vardır.24,25
İnfrared Koagülasyon
Bu yöntem prob içerisinden geçen infrared ışının fokuslanmasıyla doku koagülasyonuna neden olur. Anogenital kondilomların ablasyonunda, ayrıca hemoroidlerin tedavisinde ve dövmelerin çıkarılmasında kabul görmüş bir uygulamadır. %82 oranında başarı bildirilmiştir.26
Kombine Tedavi
Kür oranlarını arttırmak ve rekürrensleri önleyebilmek için, destrüktif tedaviler, immün modülatör tedaviler ve cerrahi tedavilerin çeşitli kombinasyonları kullanılarak yapılan çalışmalar, bunların tek yöntem ile tedaviye üstünlüğünü gösterememiştir.16
www.kolposkopiankara.com
Erkekde Genital Siğil Tedavisi (Erkekde Genital Kondilom Tedavisi)
Erkeklerde de genital siğil oluşması sık olarak görülür. Genital siğil belirtileri aynı kadındaki gibidir . penis veya sktorumda veya tüylü bölgede ciltten kabarık tek veya çok sayıda karnıbahar gibi pürüzlü yüzeye sahip değişik büyüklüklerde siğiller oluşur.
Erkekdeki genital siğillerin tedavi prensipleri kadınlardaki genital siğilleri ile aynıdır.
Genital Siğil Tekrarlar mı ?
Uygulanan tedavi yöntemi ne olursa olsun genital siğillerin tekrarlama riski vardır. Tüm tedavi yöntemlerinde tekrarlama riski yaklaşık %30 civarındadır.
Genital siğil tekrarlar ise moral bozmadan en kısa sürede doktorunuz ile iletişime geçmelisiniz. Bazen aynı tedavi yöntemini 2-3 kez uygulamak gerekebilir.
TEDAVİ SONRASI BAKIM VE TAKİP (Kondilom (siğil) ameliyatı sonrası bakım ve takip )
Tedaviyi takiben analjezikler, oturma banyoları ve rahat çamaşırların tercih edilmesi hastanın ağrısını azaltır ve iyileşmeyi hızlandırır. Klinik iyileşme sağlanıncaya kadar cinsel aktivite kısıtlanır. İlk kontrol muayene 3-6 ay sonrasına planlanabilir, daha sonra ise rutin jinekolojik kontrol muayene programı uygulanır. Ancak immünitesi baskılanmış olgularda rekürrens riskinin yüksek olmasından dolayı daha sık kontroller gereklidir.
Siğil tedavisinde ve HPV tedavisinde Active Hexose Correlated Compound (AHCC) isimli ilacın kullanılmasına dair ABD de Teksas üniversitesinde ümit vaat eden ilk çalışma sonuçları yayınlanmıştır.
ahcc ile ilgili bilgiler http://ahcchpv.com/ isimli web sitesinden bulunabilir.
Genital Siğil Kondilom Tedavisi Sonrasında Cinsel İlişki Nasıl Olmalıdır ?
Genital siğilleri olan bir kadının tedavisi sonrasında en sık sorduğu sorulardan biriside ilişkiye girip giremeyeceği ve ne zaman girebileceğidir.
Siğiller tedavi edildikte sonra ilişki 2-3 hafta içinde başlayabilir. Dikkat edilmesi gereken en önemli noktalar kadının partnerinden yeni bir hpv almaması için prezervatif kullanılması , hpv aşısının yapılmasıdır. partnerinde veya erkekde genital siğil varsa onlarında eş zamanlı olarak tedavi edilmesi ve siğillerin geçtiğine emin olmak önemlidir.
Bariyer Yöntemler
Cinsel ilişki esnasında kullanılan kondom ve benzeri bariyer yöntemler geçişi azaltsa da tamamen önleyemez.3
HPV Aşıları
HPV enfeksiyonlarını önlemeye yönelik olarak iki çeşit aşı geliştirilmiştir:
• Kuadrivalan aşı; HPV tip 6, 11, 16, 18 ’e karşı
• Bivalan aşı; HPV tip 16 ve 1’e karşı
9-26 yaşlar arasında uygulanması önerilen bu aşılar HPV enfeksiyonlarının primer önlemesinde yararlıdır; ancak kondilom tedavisi ya da tedavi sonrasında rekürrenslerin önlenmesi için kullanılmaları deneysel olup günümüzde önerilmemektedir.4,16
Genital Siğil tedavisi uzman jinekologlarca yapılmalıdır. Genital siğili olan kadınların mutlaka Alt genital sisteminin HPV ve hpv nin yol açtığı değişiklikler oluşup oluşmadığı değerlendirilmelidir.
Genital siğili olanbir kadında HPV testi ve smear testi yapılırsa hastanın sonraki yaşamındaki takip sıklığı ve kolposkopi gerekip gerekmeyeceği hakkında daha net bilgi verilebilir ve yapılmalıdır.
Ankarada Genital siğil tanı, genital siğil tedavisi ve takibinde Prof Dr Polat Dursun en iyi ve en yetkin uzman doktorlardan birisidir. Dr Polat Dursun Ankarada binlerce HPV hastasının tanısını koymuş , kolposkopisini yapmış ve binlerce genital siğil hastasını tedavi edip ve HPV nin yol açtığı sayısız rahim ağzı kanseri hastasını tedavi etmiştir.
Prof Dr Polat Dursun, ulusal ve uluslararası literatürde Türkiye’den HPV VE HPV’nin yol açtığı genital siğil smear anormallikleri ve rahim ağzı kanseri konusunda kaynak olarak gösterilen ve bu konuda en çok yayın yapmış uzman kişilerden birisidir.
HPV 16 HPV 18 ve diğer yüksek riskli HPV pozitif çıkan kadınlar, ASCUS (önemi belirlenemeyen atipik hücreler ), LSIL, HSIL , ASC-H , AGC smear sonucu olan hastalar bu konuda deneyimli jinekologlar tarafından değerlendirilmelidir. Bu tür lezyonların değerlendirilmesinde HPV testi ve kolposkopi çok önemlidir. Kolposkopi bu konuda deneyimli jinekologlar tarafından yapılmalıdır. Prof Dr Polat Dursun ülkemizdeki HPV sıklığı ve HPV tipleri, Türkiye’deki sitoloji anormalliklerin sıklığı , Türkiyedeki ASCUS, LSIL, HSIL sıklığı hakkında ilk çalışmaları yapıp uluslararası literatürde yayınlamıştır. Bu çalışmaların özetleri aşağıda bulunabilir. Ankara’da HPV tanısı ve HPV’nin yol açtığı ASCUS, LSIL, HSIL, ASC-H, AGC gibi lezyonların tanı ve tedavisi ve Kolposkopik değerlendirilmesi Ankara’da Prof Dr Polat Dursun tarafından yıllardır başarı ile yapılmaktadır.
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/24022311
HPV types in Turkey: multicenter hospital based evaluation of 6388 patients in Turkish gynecologic oncology group centers.
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/19948015
Human papillomavirus (HPV) prevalence and types among Turkish women at a gynecology outpatient unit.
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/19541303
Prevalence of cervical cytological abnormalities in Turkey.
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/19432612
Women’s knowledge about human papillomavirus and their acceptance of HPV vaccine.
Etiketler
KAYNAKLAR
1. Kennedy CM, Boardman LA. New approaches to external genital warts and vulvar intraepithelial neoplasia. Clin Obstet Gynecol 2008; 51:518-526.
2. Centers for Disease Control and Prevention. Sexually Transmitted Diseases Treatment Guidelines, 2006. MMWR 2006; 55 (RR-11):1-94.
3. Gall SA. Female genital warts: global trends and treatments. Infect Dis Obstet Gynecol 2001; 9:149-154.
4. Mayeaux EJ, Dunton C. Modern management of external genital warts. Journal of Lower Genital Tract Disease 2008; 12:185-192.
5. Gunter J. Genital and perianal warts: new treatment opportunities for human papilloma virus infection. Am J Obstet Gynecol 2003; 189:S3-S11.
6. Kodner CM, Nasraty S. Management of genital warts. Am Fam Physician 2004; 70:2335-2342.
7. Arany I, Rady P, Tyring SK. Alterations in cytokine/antioncogene expressions in skin lesions caused by ‘low risk’ types of human papillomavirus. Viral Immunol 1993; 6:255-265.
8. Breen E, Bleday R. Condylomata accuminata. UpToDate Desktop 17.3: 2009.
9. Massad LS, Silverberg MJ, Springer G, et al. Effect of antiretroviral therapy on the incidence of genital warts and vulvar neoplasia among women with the human immunodefficiency virus. Am J Obstet Gynecol 2004; 190:1241-1248.
10. Minkoff HL, Eisenberger-Matityahu D, Feldman J, et al. Prevalence and incidence of gynecologic disorders among women infected with human immunodefficiency virus. Am J Obstet Gynecol 1999; 180:824-836.
11. Pakarian F, Kaye J, Cason J, et al. Cancer associated human papillomaviruses: perinatal transmission and persistence. Br J Obstet Gynecol 1994; 101:514-517.
12. Silverberg MJ, Thorsen P, Lindeberg H, et al. Condyloma in pregnancy is strongly predictive of juvenile-onset recurrent respiratory papillomatosis. Obstet Gynecol 2003; 101:645-652.
13. Coleman N, Birley HD, Renton AM, et al. Immunological events in reressing genital warts. Am J Clin Pathol 1994; 102:768-774.
14. Greene I. Therapy for genital warts. Dermatol Clin 1992; 10:253-267.
15. Wiley DJ, Douglas JM, Beutner K, et al. External genital warts: diagnosis, treatment and prevention. Clin Infect Dis 2002; 35 (suppl 2):S210-224.
16. Carusi DA, Garner EIO. Treatment of vulvar and vaginal warts. UpToDate Desktop 17.3: 2009.
17. Abdullah An, Walzman M, Wade A. Treatment of external genital warts comparing cryotherapy (liquid nitrogen) and trichloroacetic acid. Sex Transm Dis 1993; 20:344-345.
18. Tatti S, Swinehart JM, Thielert C, et al. Sinecathechins, a defined green tea extract in the treatment of external anogenital warts: a randomized controlled trial. Obstet Gynecol 2008; 111:1371-1379.
19. Edwards L, Ferenczy A, Eron L, et al. Arch Dermatol 1998; 134:25-30.
20. Van Seters M, van Beurden M, ten Kate FJ, et al. NEJM 2008; 358:1465-1473.
21. Meltzer SM, Monk BJ, Tewari KS. Green tea catechins for treatment of external genital warts. Am J Obstet Gynecol 2009; 200:233.e1-7.
22. Maw RD. Treatment of anogenital warts. Dermatol Clin 1998; 16:829-834.
23. Rader JS, Leake JF, Dillon MB, et al. Ultrasonic surgical aspiration in the treatment of vulvar disease. Obstet Gynecol 1991; 77:573-576.
24. Snoeck R, Bossens M, Parent D, et al. Clin Infect Dis 2001; 33:597-602.
25. Bohle A, Buttner H, Jocham D. Primary treatment of condylomata accuminata with viable bacillus Calmette-Guerin. J Urol 2001; 165:834-836.
26. Bekassy Z, Westrom L. Infrared coagulation in the treatment of condyloma accuminata in the female genital tract. Sex Transm Dis 1987; 14:209-212.